“Olmayan umut.
Sanki hiçbir zaman
olamamış-olan-
Bir umut.”
Necati TOSUNER
(SANCI…SANCI…)
annenin gözlerinde
titreşen
kararsız kandil
yüreğin.
gölgen yarım
hâlâ, ışığın ahraz.
ücraya akan
ırmak, usta keder…
bir
yudum su esirgenen
yangınlarda
yitirdin ikizini,
kireci sönmüş evlerdin.
çatladı düşen
ilk soluktan
topladığın ayna.
tavaf eyledin
yalnızlığı ve
sokakların düşlere
bağışlanmış coşkusu
kurudu dudağında.
rüzgarla yıkanmış
bahçeler, katli
çocuk gözlerinde
sınayan safra…
eksilmiş bir
beceriyle nasıl kanar
tenhaya
sakladığın heyecan?
ağaçlardan çaldığın
uğultu ve
utangaç bir
devrim gibi kendine
kapanan aşk,
dilinden söker mi boşluğu?
vurulacak
ilk sözcük ne
zaman ?
şehvetin günleri
tutuşturan sabrı
kehribar bir tesbih gibi
damlarken
evcil rüyaların
aklına, uzağı tanımladı
kıyılarda kıvranan
sancın. hayatı
köşelerinden yakalayıp
huzura serecek
hünerin yoktu.
âmâydı çırpınan parmakların.
zamana “sus!”
demek masallarda mümkün.
okyanusa düşen
kayık, suyu çağıran
güverte…
zifti soyulmuş
bir gemide uzak
iklimleri
aradın, oysa
yanı başında azalan
aksak ritimdi
hakkın. yazgıyı
hayatın tuzunda çürütmek,
ve
soyunmak çığlığı
karalanmış yüzünden… yanıldın.
soğuyan kalbin,
umarsız bir kandilin
izinde.
gökyüzüyle hesaplaşan
annenin mırıldandığı
günahtın, şiire
terk edilmiş bir
sancıydın derinde.
gömül ve
unut kederi, karanlığa
şirk koşan dizelerde.
MURATHAN ÇARBOĞA
2007
*KENAR KÜLTÜR SANAT DERGİSİ
SAYI:5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder